Devletler, Botlar ve Kün Fe Yekün

Devletler, Botlar ve Kün Fe Yekün

2019'da 70 ülkede sosyal medya üzerinden siyasi alanda manipülasyon yapıldığı ortaya çıktı. Spam hesaplarla, bir diğer adıyla trol hesaplarla… Oxford İnternet Enstitüsü 2021'de yaptığı ankette 80'den fazla ülkenin her birinde kanıtlar buldu. Sosyal medya üzerindeki bu manipülasyon demokrasi için tehdittir. Ve anketin sonucunda şu anlaşıldı ki 2019'dan 2021'e dek sosyal medyada manipülasyon seçenler %15 artmıştı.

Günümüzde okunması gerekli kitaplardan biri “Autoracy, Inc.” Türkçesi Otorasi AŞ. yazarı Anne Applebaum. Demokrasi görünümlü otokrasinin damarlarımıza nasıl sızdığını anlatan güzel bir kitap. Aynı zamanda maruz kaldığınız yöntemleri de anlatıyor. İşte bu kitap şöyle başlıyor:

Hepimizin zihninde otokratik bir devletin karikatürize edilmiş bir görüntüsü vardır. Tepede kötü bir adam vardır. Orduyu ve polisi kontrol eder.
Ordu ve polis halkı şiddetle tehdit eder. Kötüler vardır, işbirlikçiler ve belki de bazı cesur muhalifler…
Ancak yirmi birinci yüzyılda, bu karikatür gerçeğe dönüştü. Günümüzde otokrasiler tek bir kötü adam tarafından değil
Kleptokratik mali yapılara dayanan sofistike ağlar, bir
güvenlik hizmetleri kompleksi -askeri, paramiliter, polis- ve
gözetleme, propaganda ve propagandayı sağlayan teknolojik uzmanlar
dezenformasyon. Bu ağların üyeleri yalnızca belirli bir otokrasi içinde birbirlerine değil aynı zamanda diğer ülkelerdeki ağlara da bağlıdır,
otokratik ülkelerde ve bazen de demokrasilerde… Bir diktatörlükteki yolsuzluğa bulaşmış, devlet kontrolündeki şirketler, başka bir diktatörlükteki yolsuzluğa bulaşmış, devlet kontrolündeki şirketlerle iş yapar. Bir ülkenin polisi silahlanabilir, donatılabilir ve diğer polisleri de bir çok konuda eğitir. Propagandacılar kaynakları paylaşırlar -Bir diktatörün propagandasını yapan trol çiftlikleri ve medya ağları temaların yanı sıra bir başkasınınkini desteklemek için de kullanılabilir. Bu temaların yanı sıra: insanlığın yozlaşması
demokrasi, otokrasinin istikrarı…

Kleptokratik kelimesi üzerinde de duralım. Kleptokrasi, basitçe hırsızlar rejimi demektir. Kleptokrasi rejiminde iktidarda bulunanlar kamu yetkileri ve kaynaklarını kendi mal varlıklarını ve zenginliklerini geliştirmek için kullanırlar. Bu tip rejimlerde yönetici sınıf kamu kaynakları üzerinden kendisini ve yandaşlarının zenginleşmesine sebep olurken yaygın yolsuzluk ağları sebebiyle toplum zarara uğrar. Nasıl demokrasi rejiminin olmazsa olmazı çok partili siyasi hayattemel hak ve özgürlüklerin korunmasıhesap veren kamu yönetimi ve demokratik yönetim ilkeleriyse Kleptokrasi rejiminin de var olabilmesi ancak otoriter hükûmetler ile mümkündür. Bu yönetim bütün gücün tek elde toplandığı bir diktatörlük veya bir grup elinde toplandığı oligarşi olabileceği gibi askerî cuntalar veya diğer otokratik yönetimler de olabilir. Demokrasilerde bu durumdan kaçınmayı sağlayacak en önemli unsurlardan biri güçler ayrılığı ilkesidir. Bu sebeple kleptokrasilerde kuvvetler ayrılığı ya yoktur ya da sadece “görüntüde” bir kuvvetler ayrılığı bulunur. Yürütme organı hem yasama hem de yargı organlarını kontrol eder.

Bir kleptokrasinin yönetim biçimi pratikte baskı rejimidir ve hükûmet toplum aleyhine yüksek bir güce sahiptir.

Şimdi Oxford İnternet Enstitüsü’nün anket sonuçlarına geri dönelim. İçerik üreticilerin ya da sosyal medya hakkında iyi bilgiye sahip olanların belli bir süre maruz kaldıktan sonra öğrendiği bir şeydir spam hesap ya da trol hesap. Enstitü direktörü Philip Howard “Raporumuz yanlış bilginin daha profesyonel hale geldiğini ve artık endüstriyel ölçekte üretildiğini gösteriyor.Şimdilerde halkın hükümet politikası ve faaliyetleri hakkında daha çok güvenilir bilgiye ihtiyacı var. Sosyal medya şirketleri hükümetlerin müdahalesine gerek kalmadan yanlış bilgileri işaretleme ve sahte hesapları kapatma çabalarını arttırarak bu oyundaki yerlerini yükseltmelidirler. Böylelikle halklar yüksek kaliteli bilgilere erişebilir.” diyor. Güzel demiş tabi ama gel gör ki bu iş zor.

Endüstriyel üretimden bahsetmesi Anne Applebaum’un trol çiftliklerine de güzel bir gönderme olmuş. Otokrasiler için de hatta kleptokrasiye dönüşmüş yönetimlerde halkın kendi kaynağı ile halkı manipüle etmek çok kolay… Algıyı yönetmek, inanmalarını istediğin şeye inandırmak… Toplumda göz önünde olan birini ve ardından çağlayan yüzbinlerce trol hesabı piyasaya sürerek her şeyi yapabilirsin. Enstitü hükümetlerin ve siyasi partilerin sosyal medyadaki diğer sesleri boğan, özel sektör “siber birliklerine” milyonlar harcamasıyla sosyal medya manipülasyonunun seviyesinin yükseldiği konusunda uyarıyor.

Elbette bunda çok başarılı olan ve eline yüzüne bulaştıran gruplar da var Dünyanın her yerinde görmek mümkün. aynı metin ya da video bir algı kampanyası için bu hesaplar aracılığıyla sosyal medya içeriğine dahil edilir. Düşünün 200 bin hesap aynı anda aynı metni aynı şekilde paylaşır. Bir kaç bilindik isim de aynı içeriği paylaşarak dağıtılan mesajın güvenilirliğini sağlamaya çalışır. Medya okur yazarlığının da bu aşamada ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

Bu hesaplar çoğunlukla belli bir görüşün arkasında durup çoğunlukla sosyal medya içeriklerinin yorum alanlarında kışkırtmak, hakaret etmek, algı yaratmak için kullanılırlar. Yorumlarıyla hesaplarının tarzı enteresan şekilde benzerlik gösterir. Yüzbinlercesini bulabilirsiniz, ayrıca çok da kalabalık görünürler, ancak belki de hesapların arkasında sadece 10 kişi vardır.

Hitap ettikleri kesime göre de yaptıkları yorumların içeriği değişir. Halkın alt sınıflarına hitap ediyorlars genelde kışkırtıcı, yorum yaptıkları konu ya da kişiyi aşağılayan, hakaret ya da iftira içeren yorumlar yaparlar… Çok standart, emek gerektirmeyen bir yöntemle çalışırlar. Spam hesapları tanımayanlar yazılan yoruma sinilenip cevap verir ama genelde cevap vermezler. Çünkü kim bilir arkasındaki hangi hesapla nerede yorum yapmakla meşguldür.

Şimdi mesaj tarzlarına bakalım. Yazarken yorulduklarını anlayacaksınız. Paylaşılan fikrin savunucusu ya da karşısında olan kişilerin sayısını daha çok göstermek için yapılan, karşı fikri yıldırmak için kullanılan basit bir yöntemdir. Bir paylaşıma yapılan yorumlara baktığında çoğunlukla gördüğün şey o fikrin karşısındaysa, sen de insan olduğundan ve insan zihni çoğunluğa bayıldığında, sahte bir şekilde yaratılmış bu çoğunluktan etkilenirsin.Bu uygulama aynı zamanda bir yatırım da gerektirir, göründüğü kadar insan olmasa da yine de hatırı sayılır bir insan kaynağına, onların emeklerine ve zamanlarına ihtiyacın var. Bu işten para kazanırlar. Bir kazanç olmadan hiç kimse bu deli saçması şeyle uğraşmaz. Ucunda kazanç oduğu içinde istikrarla devam eder. Bu sosyal medya da bir sviil toplum örgütünün birden bir şeyi dolaşıma sokması ve yardım istemesine benzemez, anlık tepkilerin süresi kısa, trolların hayatı sonsuzdur.

Instagramda çoğunlukla paylaşımları yoktur. Zaten paylaşım yapmaya ihtiyaçları yoktur bu hesapların. Gerçek insanlar olmadıkları için kahve içerken fotoğraf paylaşamazlar. İçerik üreticisi olmadıklarından özgün içerikleri yoktur. Bazı hesaplar diğer içerik üreticilerinden alınmış, parçalanmış, kesilmiş, bir sistemi olmayan bazı paylaşımlar yaparlar. Takipçi sayıları çok olan trol hesapların takipçileri de çoğunlukla bot hesaplardan oluşur. Hesaba baktığında 10 paylaşımı vardır ama kendisini 567K insan takip eder. 10 paylaşımla eğer Marilyn Monroe değilsen seni yüzbinlerce insan takip etmez. Beyonce bile en fazla bot takipçiye sahip hesaptır şu gezegende. Bu numaraları artık geçelim. Bu hesapların fotoğrafları her şey olabilir, karga, kurt, başörtülü bir kız, bikinili bir kız, Atatürk fotoğrafı… Her şey… Profil açıklamalarında bir siyasi görüşle ilişkisi olan sembol, Atatürk’ün bir sözü, kün fe yekün, ülkenin bayrağı yazabilir. Benim favorim Kün Fe Yekün :)

OII ‘nın 2020 raporu bu trol tarlalarının en çok ifade ve basın özgürlüğünü bastırmak üzere çalıştığı hakkında görüş bildirdi. Bunu hizmeti veren firmalarında artık profesyonelleşmiş olması da ayrı bir tehlike. sosyal medyanın tetikçileri gibiler.

OII araştırmacılarının tespit ettiği temel bulgular şunlardır:

Özel ‘stratejik iletişim’ firmaları hesaplamalı propagandanın yayılmasında giderek artan bir rol oynamaktadır ve araştırmacılar 48 ülkede devlet aktörlerinin bu tür firmalarla çalıştığını tespit etmiştir.
Trend olan siyasi mesajlar izlenimi yaratmak için botları ve diğer amplifikasyon stratejilerini kullanan firmalara yaklaşık 60 milyon dolar harcanmıştır.
Sosyal medya, Facebook ve Twitter gibi firmaların ‘siber birliklerle’ mücadele etmek için adımlar atmasıyla önemli bir savaş alanı haline geldi ve sosyal medyadaki siyasi reklamlar için yaklaşık 10 milyon dolar harcandı. Platformlar, Ocak 2019 ile Kasım 2020 arasında 317.000'den fazla hesap ve sayfayı ‘siber birlikler’ aktörlerinden kaldırdı.

Siber birlikler sıklıkla doğrudan devlet kurumlarıyla bağlantılıdır. Rapora göre, “62 ülkede, bir devlet kurumunun kamu tutumlarını şekillendirmek için bilişimsel propaganda kullandığına dair kanıtlar bulduk.

Oxford araştırmacıları, yerleşik siyasi partilerin de sosyal medyayı ‘dezenformasyon yaymak, siyasi katılımı bastırmak ve muhalif partilerin altını oymak’ için kullandığını tespit ettiklerini söylüyor.

Rapor, (rapora bu linkten ulaşabilirsiniz) dezenformasyon yaymak için sahte hesapların (botlar, insanlar ve hacklenmiş hesaplar) kullanımı da dahil olmak üzere bilişimsel propaganda araç ve tekniklerini inceliyor. Bulgular:

79 ülke insan hesaplarını kullanmıştır,
57 ülkede bot hesaplar kullanıldı ve
14 ülke hacklenmiş ya da çalınmış hesaplar kullanmıştır.
Araştırmacılar, siber birliklerin kamuoyunu manipüle etmek için dezenformasyon veya manipüle edilmiş medya yaratma, veriye dayalı hedefleme ve karalama kampanyaları veya çevrimiçi taciz gibi istismar stratejileri kullanma gibi farklı iletişim stratejilerini nasıl kullandıklarını inceledi. Rapora göre:

76 ülke kampanyalarının bir parçası olarak dezenformasyon ve medya manipülasyonu kullanmıştır,
30 ülke, belirli kullanıcıları siyasi reklamlarla hedeflemek için veri güdümlü stratejiler kullandı,
2019'da 59 ülke siyasi muhaliflere veya aktivistlere saldırmak için devlet destekli troller kullanmıştır. 2019'da bu sayı 47 ülkeydi.

Robotlardan korkmak yerine uzun zamandır maruz kaldığımız bu manipülasyon endüstrisinden korkmak sanırım yerinde olacaktır.

Gördüğün yerde elin titremeden bloklayacağın hesaplar bu hesaplardır. Zihnini ele geçirmek isterler.

Read more

Tanrı Tarihi #24 Yanmakla Korkut, Biatla Kurtul: Mümin Üretim ve Dağıtım Kooperatifi

Tanrı Tarihi #24 Yanmakla Korkut, Biatla Kurtul: Mümin Üretim ve Dağıtım Kooperatifi

Dinin tarihsel serüveni, yalnızca metafizik bir arayış değil; aynı zamanda güç, tahakküm ve korku üzerine kurulu bir düzenin de hikâyesidir. Mücadele ve cehennem gibi kavramlar, sadece inanç sistemlerinin bileşeni değil, toplumsal düzenin kontrol mekanizmaları hâline gelmiştir. Din, iktidarı meşrulaştırmak ve itaati koşullamak için araçsallaştırıldığında, mücadele cihada, korku ise cehenneme dönüşür.

By Daphne Emiroğlu
Tanrı Tarihi #23 Tanrı’ya mı İnsana mı Boyun Eğmeli?

Tanrı Tarihi #23 Tanrı’ya mı İnsana mı Boyun Eğmeli?

Tektanrıcılığın Ontolojik Derinliği ve İslam’ın Kurumsal Sapmaları Üzerine Karen Armstrong’un Dinin Kısa Tarihi adlı eserinin “Tanrı’nın İradesine Boyun Eğmek” başlıklı bölümü, özellikle İslam’ın teslimiyet temelli yapısını anlamak için güçlü bir başlangıç noktası sunar. Ona göre “Müslüman” olmak, kelime anlamıyla Tanrı’ya teslim olandır. Bu teslimiyet, yalnızca

By Daphne Emiroğlu
Ella Fitzgerald: Notalara Dokunan Kadın

Ella Fitzgerald: Notalara Dokunan Kadın

İnsan kendi dertlerine, beceriksizliklerine, korkularına uydurduğu bahanelere bakınca bazen utanıyor. Minik dertleri göğüsleyemeyen, küçük sorunları çözemeyen, mutsuzluklarına ve problemlerine çözüm bulamayan insanlarla, bir çoğu için dünyanın sonu denecek yerlerden yıldız gibi parlayan insanlar çıkıyor. Hepsi aynı gezegende yaşıyor. Aynı havayı soluyor. Ella Fitzgerald'dan bahsedeyim biraz. Geceleri onun sesiyle

By Daphne Emiroğlu