Kaktüs

Özgürlük insanın kafasının içinde… Düşün artık, orada bile hapis aslında. İstediğini söylemek, talep etmek, sorunu göstermek, çözmek istemek, çözemeyeceğini anlamak, bırakmak, salmak, gitmek, gelmek, yapmak, yapmamak… Kendini minik, karanlık, çözümsüz, izbe, rutubetli yerlerde bırakmamak… Özgürlük bu! Özgürlük kendini yok etmemek… Kendini çaresizliğe mahkum etmemek… Belki de değildir. Bazen tam emin olamıyorum.
Yaşadıkça elde edilen bir beceri bence. Okudukça değil, izledikçe değil, gezdikçe değil, gördükçe değil… Yaptıkça… Yaptıkça özgür oluyor insan… Yaptıklarının sonuçlarını yaşadıkça…
Peki durdukça? Durdukça kaktüs. Dikeni üstünde, dokunulmayan kaktüs… Herkesin eline sadece bir kere batan dikeni, tek özgürlüğü ve herkes onu ilk gördüğü yerde bırakıyor. Uzaktan izlemek lazım tutsakları… Dünyaları küçücük… Bir baktığında onlarcasını görebilirsin aynı anda. Onlar da durdukları yerde özgür…