Ortak travmaların parkı: AŞK

Ortak travmaların parkı: AŞK

Hoşgeldiniz!

Biletlere kırmızı biberli pamuk şekerler dahildir. Yanarken eriyecek, erirken yapış yapış oraya buraya bulaşacaksınız. Ve sevdiceğinizin midesine oturmanızı da garanti ediyoruz. Dönme dolapta dönerken temcit pilavlı travmalarınızı kaşıklayabilirsiniz. Bakalım hanginizin pilavı önce bitecek ama dayanıklı olun! Pilavdan dönenin kaşığı da kalbi de kırılabilir. Bir baltaya sap olmamış olabilirsiniz ama sap değilsiniz en azından, şükredin. Ve kaşığın sapını iyi tutun. Kara bahtınız da kem talihinizde bu tutuşa bağlı.

Çarpışan arabalarda birbirinizin arabasını parçalayabilirsiniz. Sonra da “Yollarımız ayrıydı dersiniz” Bodoslama dalın! Sizden iyisini mi bulacak?!

Kurban-Manyak kukla tiyatromuza uğramayı unutmayın. Seviyormuş ya da seviliyormuş gibi nasıl yapılır, en ince ayrıntısına kadar öğreneceksiniz. Kuklaların ipi sizin elinizde değil ama nasıl da size benziyorlar şaşıracaksınız. Eh dünya küçük! Ve ayrıca kendisi de bir sahne, ha kukla, ha sen...

Korku tünelimiz türlü senaryolarla sizi bekliyor. Tünelin içinde yankılanan sesi duyacaksınız:

— “Ben böyleyim çünkü babam, çünkü anam, çünkü eski sevgilim, çünkü çocukluğum, çünkü köpeğim ölmüştü bıdı bıdı bıdı.

İşte şimdi birbirinize sokulun. El ele tutuşun. Öpüşün! Yaralar insanları yakınlaştırır. Ve yakınlaşmadan başkasının yarasını kanatmanız mümkün olmaz. İstediğiniz yarayı açıp içine bakarak tüküreceğiniz loş ve bizce hoş bir ambiyans yarattık size! Bir tür psikolojik seksi CSI versiyonu ama hiç delil yok. Dedektif, sanık, tanık, kurban... Hepsi sizsiniz. Efendim? Ah üzgünüm parkımızda gizli tanık hizmeti yok.

Libido ve Dangalak Kafemiz gün boyu zıkkımın kökü servisine devam etmektedir. Tadı biraz kekremsi ama bağımlılık yapar ve siz bağlılık zannedersiniz. Tadını çıkarın! Bilet fiyatına dahildir. 

Parkımızın en heyecan verici kısmı “Hayatımızı Mahvedelim” konseptli roller coaster. Her şey püfür püfür giderken tepetaklak, boka sarmışken bülbül yuvasına dönecek. Hiç anlamayacaksınız! Ölümden sonra dirilme gibi. Ama daha yorgun, daha borçlu, daha kafası karışık bir versiyonla! Olsun! Zaten sizi siz yapan bu karmaşıklık değil mi? Heyecanlı kısmı o! 

Roller Coaster sonrası bu debdebeli hayata alışmış olduğunuzu göreceksiniz. Şeytan azapta gerektir her zaman! O halde Kamikaze’ye koşun! Aşktan sersemleyenlerin, gerzekleşenlerin, delirenlerin yeri! Kabinimiz kendi etrafından tam tur dönüyor. Bir göktesin bir yerde ve sonra yine gökte! Bir love bombing bir hate bombing! Oh be diyeceksiniz! Dünya varmış gerçekten, varmış!

Ve parkta son durak... İsterseniz bu aşamadan sonra, fiyata dahil olan Yüzleşme Havuzumuzda yüzebilirsiniz. Piranalar, size benzersiz bir deneyim sunacak. Ciğeriniz acıyacak, evet… Ama belki de sonunda kendinizi bulabileceğiniz Terapi Çayırı’nda ebenizin lizözünü de bulacaksınız. O da bilet fiyatına dahil, arzu edenler çeyizine koyabilir. 

Read more

Tanrı Tarihi #23 Tanrı’ya mı İnsana mı Boyun Eğmeli?

Tanrı Tarihi #23 Tanrı’ya mı İnsana mı Boyun Eğmeli?

Tektanrıcılığın Ontolojik Derinliği ve İslam’ın Kurumsal Sapmaları Üzerine Karen Armstrong’un Dinin Kısa Tarihi adlı eserinin “Tanrı’nın İradesine Boyun Eğmek” başlıklı bölümü, özellikle İslam’ın teslimiyet temelli yapısını anlamak için güçlü bir başlangıç noktası sunar. Ona göre “Müslüman” olmak, kelime anlamıyla Tanrı’ya teslim olandır. Bu teslimiyet, yalnızca

By Daphne Emiroğlu
Ella Fitzgerald: Notalara Dokunan Kadın

Ella Fitzgerald: Notalara Dokunan Kadın

İnsan kendi dertlerine, beceriksizliklerine, korkularına uydurduğu bahanelere bakınca bazen utanıyor. Minik dertleri göğüsleyemeyen, küçük sorunları çözemeyen, mutsuzluklarına ve problemlerine çözüm bulamayan insanlarla, bir çoğu için dünyanın sonu denecek yerlerden yıldız gibi parlayan insanlar çıkıyor. Hepsi aynı gezegende yaşıyor. Aynı havayı soluyor. Ella Fitzgerald'dan bahsedeyim biraz. Geceleri onun sesiyle

By Daphne Emiroğlu
Satıh hâlâ müdafaaya muhtaçtır.

Satıh hâlâ müdafaaya muhtaçtır.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Sakarya Meydan Muharebesi sırasında söylediği “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır” sözü, yalnızca bir savaş stratejisinin özeti değil, bir milletin varoluşsal mücadelesini ifade eden tarihî ve felsefî bir bildiridir. Yüzeyde bu cümle, belirli bir cephe hattının savunulmasından vazgeçilip, topyekûn direniş anlayışının benimsendiğini

By Daphne Emiroğlu