Instagram Kadınlarının Beyinleri

Son 7 yıldır instagram kullanıcılarının cinsiyet dağılımları, sosyal medyayı nasıl kullandıkları, davranışları üzerine yüzlerce araştırma yapıldı.
Ergenleri olumsuz yönde etkilediğine dair elimizde bir çok delil mevcut ancak onları tamamen korumak hala mümkün değil. Bunun için instagramın kendine neler yaptığını bilen yetişkinlerin ergenleri bu konuda eğitmesi gerekli. Ancak yetişkin de ne yazık ki bazen öğrenemiyor ya da artık kurtulamayacağı bir bağımlılığın içine düşmüş oluyor.
Türk kullanıcılarda çok yakın zamanda bunun örneğini yaşadık.

19 Mart’tan sonra instagram storylerinde bu görsel çok göründü. Çoğunluğu kadın ve elbette hatırı sayılır erkek aynı görseli paylaştılar. Ancak story serilerinde bir kaç gün içinde tuhaflık oldu. Sıra aynen şöyleydi;
- Nereye gittiğini, ne yediğini/içtiğini merak etmiyoruz storysi
- Arkadaşlarıyla meyhane fotoğrafı
- Adalet istiyoruz storysi
- Macaristan seyahati
- Duruşmaları canlı yayınla storysi
- Güzellik salonunda kolajen maskemle ben storysi
- Nereye gittiğini, ne yediğini/içtiğini merak etmiyoruz storysi
- roma’dayım storysi
- Altın günü storysi
- Kuzenin düğünü
- Nereye gittiğini, ne yediğini/içtiğini merak etmiyoruz storysi
Meali; nereye gittiğini, ne yediğini , ne içtiğini görmek istemiyorum hazır bu fırsat, paylaşmayı kes ama ben benimkileri paylaşacağım. Benimkini gör. Bir süre sadece seni merak etmeyelim.
İşin acı gerçeği kimse kimseyi merak etmiyor. Storyler hızlıca geçilen, genelde pek de anlaşılmayan paylaşımlar. Bir de artık herkes yediğini içtiğini midemiz bulanana kadar paylaştığı ve gittiği çay bahçesi de dahil, oturduğu masanın yanından geçen kediye varana kadar çektiği için diğer paylaşımlara nazaran nispeten değersiz içerikler.
Şimdi bakalım sosyal medya bize neler yapıyor:
Yeme bozukluğu riski sosyal medya kullanımıyla artıyor. Çalışma üstüne çalışma, sosyal medya kullanımının yeme bozuklukları için daha yüksek riskle bağlantılı olduğunu göstermektedir. Sosyal medya ile ilişkili beden imajı ve yeme bozuklukları üzerine o kadar çok çalışma yapılmış ki bu araştırmaların gözden geçirilmesi çoktan tamamlanmış. Bu konudaki 67 çalışmayı kapsayan bir inceleme 2015 yılında yayınlandı. Vardıkları sonuç: “İnternet ve özellikle de görünüm odaklı sosyal medya kullanımı, artan beden imajı ve yeme kaygıları ile ilişkilidir. Gelişimsel özellikler ergenleri bu etkilere karşı özellikle savunmasız hale getirebilir.” Genç kadınları, orta yaşlı kadınları hatta kendilerini yaşlı sayan kadınları da kapsıyor artık. Sosyal medya okuryazarlığı müdahalesi genç kızların yeme bozukluklarından kaçınmasına yardımcı olabilir. Yeme bozuklukları ve sosyal medya arasındaki araştırma bağlantısı o kadar iyi kurulmuştur ki araştırmacılar şimdiden çözümleri incelemektedir. Bir grup, genç kızlara sosyal medyayı ve risklerini öğreten bir müdahalenin yeme bozukluğu riskinde azalmaya yol açtığını buldu.
Depresyon, düşük benlik saygısı, görünüm kaygısı ve vücut memnuniyetsizliği Instagram kullanımı ile ilişkilidir. Bir çalışmada Instagram kullanım sıklığı incelenmiş ve tüm bu olumsuz sonuçlarla bağlantılı olduğu görülmüştür.
Selfie paylaşmak ruh halini etkiliyor. 2018'de yayınlanan bir çalışma, selfie çekip paylaşan üniversite çağındaki kadınların daha kötü ruh hali bildirdiklerini ve kendilerini daha az çekici hissettiklerini ortaya koydu. İlginç bir şekilde, bu olumsuz sonuçlar, katılımcıların fotoğraflarını yeniden çekmelerine ve rötuşlamalarına izin verildiğinde bile ortaya çıkmıştır. Bir poz vardır bazı kadınlarda yaygın olan, kafası, yukarıdan çekim, sağdan soldan, yandan, diğer yandan. Hepsi aynıdır profile girdiğinizde… Mutsuzluğun resmini çizebilir misin Abidin? sorusuna al sana profil diyebilir. Bir de sıklıkla denk geldiğim, dramaik şarkılara kendilerini videoya alanlar, acıklı bir şarkı eski sevgiliye ya da o sıradaki sevgiliye ya da kızgın olduğu birine gönderme olan… Psafi agresifliğin liste başı olduğu profil diyebiliriz. Bu şarkılar ya da bazen şiirler, bazen metinler büyüklenmeci içerikler olabilir: Ben gittiysem sen kaybettin gibi.
Sosyal medya kullanımı kozmetik cerrahi isteğini artırıyor. 2010 yılında, 11–18 yaş arası 600 Hollandalı ergenin incelendiği bir çalışmada, sosyal medya kullanımının kozmetik cerrahi için artan bir istekle ilişkili olduğu bulunmuştur. Bir de Türkiye’yi düşünün.
Beyin aktivitesi “beğenilerle” değişiyor. Bir çalışmada, Instagram “beğenileri” ile ilişkili beyin aktivitelerini incelemek için ergenlerin beyin fMRI çalışması yapılmıştır. fMRI, beynin farklı bölgelerindeki kan akışındaki değişiklikleri saptayabilen ve beyin aktivitesinin yerini gösterebilen bir görüntüleme türüdür. Katılımcılar, daha fazla beğeni alan fotoğraflar gösterildiğinde daha fazla beyin aktivitesi sergilemişlerdir. Kendi fotoğrafları beğeni aldığında, beynin ödül merkezi aktive oldu. Araştırmacılar şu sonuca varıyor: “Beğeni, ergenlerin kültürüne özgü bir sosyal işarettir. İşte beğeni tuşu hepimizin sonu oldu. Bir tek ergenlerde değil hepimizde aynı şekilde çalışıyor. İnsanlar görüntü verdikleri sosyal medya uygulamalarında o yüzden gittikçe artan bir tutkuyla tüm değerlerini alt üst eden görüntüler veriyorlar ya da skandal niteliğinde konuşmalar yapıyorlar. Ödül merkezi harekete geçsin diye yapmayacakları şey kalmıyor.
“Zayıflık dürtüsü” Instagram kullanımı ile artmıştır. Bu çalışma, özellikle görünüm odaklı paylaşımların (modeller, fitness bloggerları) görüntülenmesinin zayıflık dürtüsünün artmasına neden olduğunu ortaya koymuştur. Diğer paylaşım türlerini görüntülemek aynı etkiye sahip değildi.
Kendilerini başkalarıyla kıyaslayanlar en büyük risk altında. Çeşitli araştırmalar, sosyal karşılaştırma yapanların (kendilerini başkalarıyla kıyaslayanlar) sosyal medya kullanımıyla ilişkili olumsuz sonuçlar açısından en büyük risk altında olduğunu göstermektedir.
İntihar düşünceleri sosyal medya kullanımıyla bağlantılıdır. Sosyal ağlar ve intihar üzerine yapılan dokuz çalışmanın bir incelemesinde şu bulgulara ulaşılmıştır: “Çevrimiçi sosyal ağlar, kullanıcıların kendine zarar vermeyi teşvik eden olumsuz mesajlar alması, başkalarının kendine zarar verme davranışlarını taklit etmesi ve paylaşılan videolardan kendine zarar verme uygulamalarını benimsemesi nedeniyle kendine zarar verme davranışına maruz kalma ve bu davranışa katılma oranının artmasına da yol açmaktadır. Sosyal ağ sitelerinde daha fazla zaman geçirilmesi, daha yüksek psikolojik sıkıntıya, karşılanmamış ruh sağlığı desteği ihtiyacına, kendi ruh sağlığını kötü değerlendirmeye ve intihar düşüncesinin artmasına yol açmıştır.”
Sosyal medyayı azaltmak yalnızlığı ve depresyonu azaltıyor. Bir grup araştırmacı, bir grup üniversite öğrencisine üç hafta boyunca sosyal medya kullanımlarını azalttırdı. Bir kontrol grubu ise sosyal medya kullanımını azaltmadı. Sosyal medyadaki varlıklarını azaltan grup, kontrol grubuna kıyasla daha az yalnız ve depresifti.
Kadınlar hakkında söyleyecek çok şeyim var ama sırayla yapacağım. Hatırı sayılır gözlemim, kendi kadın zihnim, kadın arkadaşlarım, hesaplarımı takip eden kadınlar ve sosyal medyanın bir çok yerinde gözlemlediğim kadınlar var.
Keşke kadın kullanıcıların sosyal medya okuryazarlığını geliştirmesi zorunlu olsa. Çünkü kadınlar neredeyse dünya ticaretini döndürüyor… Tüketimin baş kahramanları. Bu araştırmalar ilk yapılmaya başladığından günümüze dek, ergenlerden ziyade yetişkinlerin de olumsuz bir çok şey yaşadığı ortada…